Evlilik Üzerine
Evlilik Üzerine...
Evlenince eşler
“ben” dilini bırakıp
“biz” diline geçmelidir.
Zira “ben” dili
diğer eşe de “ben” dedirtir
Ama “biz” dili
bütün aileyi kuşatacak bir dildir.
“Dünya bir tarafa,
eşimle ben bir tarafa”
diyebilen eşler mutlu,
boş yere
sen(inkiler)-ben(imkiler)
kavgasına tutuşanlar
mutsuz olmaya mahkûmdurlar;
denemesi bedava
(ya da çok büyük bir maliyet)!
Kendisini kâinâtın merkezine koyan
ve eşi dahil herkesi
kendisinin etrafında dönen
dolayısıyla
kendisine ayak uydurması gereken “uydular”
olarak
gören/davranan
bencil/egoist/hodbin insan
“enâyi (enânî=bencil)”nin ta kendisidir,
fena halde aldanmıştır,
sonuçta zararlı çıkacak odur,
ne kimseyi mutlu edebilir
ne de kendisi mutlu olabilir.
Zira
“Almadan vermek Allah’a mahsustur”
derler ve bu dünyada
(en başta eşi olmak üzere başkalarına)
mutluluk/saadet/huzur
vermeyen,
mutluluk/saadet/huzur bulamaz.
Huzur ver ki,
huzur bulasın!
Önce o beni “anlasın” sonra ben onu
Önce o beni “mutlu” etsin sonra ben onu
Önce o “adım” atsın sonra ben
diyenler mutluluğu
ancak rüyalarında görürler.
Eşler için eğer
başka birileri(nin ne diyeceği)
başka birşeyler(in varlığı ya da yokluğu)
birbirlerinin düşüncelerinden/duygularından
daha fazla
önemli/öncelikli/vazgeçilmez ise
onlar sadece “evlenmiş gibi”dirler.
Bir söz söylerken
bir davranış sergilerken
öncelikle,
“Bu söz/davranış
eşimi sevindirir mi, üzer mi?”
sorusu aklına gelmeyen eş,
anlayışlı/iyi bir eş değildir;
başkalarına öyle gözükmeyi
başarıyor olsa bile.
Evi, eşi, çocukları için
hiç bir fedakârlığı esirgemediği halde,
eşinin duygularını anlamak
ve ona huzur vermek için
hiç bir ekstra çaba göstermemek,
tam anlamıyla
denizden geçip çayda boğulmak...
Hiç kimse
kendisini “mükemmel” görüp
eşine
terbiye edilmesi gereken “arslan” ya da
modifiye edilmesi gereken “araba”
muamelesi yapan eşten
daha “nâkıs” olamaz.
Değişim isteyen
önce kendisini değiştirmekle
işe başlamalı..
“Mükemmelik Allah’a mahsustur!”
Hiç kimse mükemmel değildir
En çok da
kendisini mükemmel zannedenler...
Evlilik “noksan”ların
birbirinin eksiğini/noksanını
tamamlama çabasıdır.
(Kendisinin) mükemmel (olduğunu düşünen)
bir insanla
(o kişinin) nâkıs (olarak kabul ettiği)
bir insanın evliliğinin sonucu
mükemmel bir fiyaskodur.
Evlat için yapılan
“Mürüvvetini görürsün inşallah!” duası
“Evliliğini görürsün inşallah!” diye anlaşılır.
Bu durumda evlilik
şahsiyetin (murûet>mürüvvet) tamamlanması
demek olur;
zira evlilik ortamında pişmeden
insan şahsiyeti
tam olarak olgunlaşamaz.
Evlilik (payl)aşmaktır;
acısıyla tatlısıyla herşeyi.
Dertleri sevinçleri
Tasaları hayalleri
Darlığı varlığı
Zorluğu kolaylığı
Yokuşları inişleri
geceleri gündüzleri
herşeyi ve herşeyi
beraberce (payl)aşmaktır.
Yazılarınızı görsellerle destekleseniz daha hoş olmaz mı?
YanıtlaSil